Yazıyorum Çünkü

Yazıyorum Çünkü

Çocukluğum ve ilk gençliğimde çok özenmişimdir; günlük tutanlara. Ben onlardan olamadım, dışarıda oynamak daha keyifliydi, sonrada uyku daha tatlı gelirdi. Arkadaşlarıma imrenip harçlıklarımı biriktirerek aldığım o güzelim günlükler her seferinde “Sevgili günlük, sana uzun süre yazamadım” larla başlar, sonra bir dersin defteri olarak hayatlarına devam ederdi.

Bunu izleyen yıllara son olarak 4 yıllık lisans eğitimimi tek bir defter -bir bankanın promosyon defteri :)- ile bitirdiğim de eklenirse, yazmak konusundaki başarım tartışılmazdı…

Artık uzun cümleler kuruyorum. Gelişim bir süreçtir.

Hayatta herşey insana birşey öğretir; hayatı yaşadığım sürece öğrenecek yeni birşeyler hep bulurum.

Hayatta 4 vitaminin çok çok önemli olduğunu düşünürüm; İ, M, U, T. İnanç, Motivasyon, Umut, Tutku.

İnsanlara dürüst olmaları için birkaç kere şans veririm, ancak hala uyanıklığa devam ederlerse; onları ‘küçük hesaplar’ıyla başbaşa bırakırım.

Nezaket ile ezikliği birbirine karıştıranlara; nazik cevaplar vermeye devam ederim.

Tesadüflere inanmam; inanın bana siz henüz bilmesenizde herşeyin bir nedeni var büyük resimde! 🙂

Özgürüm. Özgürlük; hayatının ve ilişkilerinin sorumluluğunu eline almaktır.

Zaman zaman kendime bir kahve ısmarlamayı severim, daha doğrusu bayılırım.

Yakarken yerim, yakışırken giyerim ve de sağlıklıyken gezerim.

Yaşamıma anlam katan ideallerimin peşinde koşar, artakalan zamanda tutkularıma değer veririm; dans ederim!

Sadece bir mühendis olamayacağımı bu günlerden görebiliyorum.

Yaşadığım an’ları benimle aynı şiddetle hisseden bir ailem; mutluluğumla mutlu olan dostlarım var. Şanslıyım!

Teyzeyim! 🙂

Halayım! 🙂

‘Babasının Kızı’ tamlaması beni hep gülümsetir. Çünkü içinde duygu var. Evet, DUYGU! Duygu insana dokunur, duygu insana ulaşır. Duygu insanı harekete geçirir. ‘Emotion’ yani Duygu, E-Motion yani içindeki enerjiyi harekete geçir. Hareket et!

Harekete geçtim. Yazdım, çünkü…

Yeni yılın ilk günü..

Benim için hedeflerimi, kendimi, hayatımı değerlendirdiğim gündür. Şükretme ve yeniye hazırlık zamanıdır.

Yeni bir yıl güzel başlangıçlar için güç kaynağıdır insana. Yeter ki istesin insan; her gün, her saat, her dakika “yeni” için bir fırsattır. Yeter ki farkında olsun; kıymetini bilsin nefes alışının, gördüğünün, duyduğunun, hissettiğinin, yazabildiğinin…

Yürekten gelen yüreğe ulaşırmış.. İşte Duygu’nun yüreğinden gelenler:

Herşeyden önce sağlıklı ve sonra huzurlu.. Yaşama karşı tutkulu, umutlu, coşkulu.. Sevdiğin ve sevildiğin.. Değer verdiğin ve değer gördüğün.. Her gününün bir öncekinden daha güzel olduğu.. Musmutlu yıllar diliyorum!

Japon çizgi filmlerindeki karakterlerin gözleri mücevher gibi parlar ya; işte öyle bakın insanlara ve hayata.

Sen gül, dünya gülsün! 🙂